Herşey Nasıl Başladı?
Efendi Wine House
"Efendi Şarap Evi" bir şarap satış mağazasıdır. Altı nesildir şarap üretimi ile uğraşan Köksal ailesinin Kapadokya'ya bir armağanıdır. Mağaza; üç katlı olup, altı yüz yıllık tarihe sahip, dönemin ünlü bir din adamı olan "Makarios" tarafından inşa edilmiş bir kilise bölümü ve yine o dönemlerde oyulmuş bir mahzenin üzerinde 185 çeşit şarap çeşidiyle 1991 yılında, Bizans döneminde "Prokopi", Selçuklu döneminde "Başhisar" Osmanlılar döneminde "Burgut Kalesi" Cumhuriyetten itibaren ise "Ürgüp" adındaki Kapadokya'nın kalbi, bir rüya şehrinde kurulmuştur.
Mağaza stoklarında anlık olarak ortalama 8 ton şişelenmiş şarap bulundurur bu rakam sezonun yoğun olduğu dönemlerde 13.5 tonu bulmaktadır. Efendi Şarap Evi her yıl ortalama 100 ton şarabı, sevenleriyle buluşturmaktadır. Bu rakamın bu denli büyük olmasının bir nedeni var. "Efendi Şarap Evi" Yücel beyin vefat eden babasının oğluna bıraktığı en büyük miras olan ahlaklı ticaret anlayışı üzerine kuruludur. Bu nedenle seçkin restoran ve otellere toptan ürün satışı yaparak geniş ticaret faaliyetlerini sürdürür. Sonuç olarak fabrikalarla yaptığı anlaşmalar sayesinde misafirlerini ve iş ortaklarını en uygun fiyat ve kaliteyle buluşturur. 5 bin yıldır şarap faaliyetlerinin sürdüğü bir uygarlıkta şarap severlerin adresi Kapadokya yani Efendi Şarap Evi'dir.
Efendi Şarap Evi güler yüzüyle müşterilerine eşsiz şaraplar tattırır, sonrasında vazgeçmek istemeyecekleri koliler dolusu şaraplarıyla misafirlerini evlerine uğurlar. Kalanı ise Efendi Şarap Evi'nin mahzenlerinde kayadan oyma bir bölümde uygun şartlarda yıllanmaya bırakır. Bunu koleksiyonerler ve gerçekten kaliteli şarap içmek isteyenler için yapar.
Bıkmak bilmeden bizzat her müşteriyle ilgilenen size en iyi hizmeti vermek için durmadan çaba harcayan Yücel Köksal'la sohbet etmeden onun hikayesini dinlenmeden her yudumun neden bu kadar keyif verdiğini anlamanız mümkün değil.
"Tüketiyoruz oğlum her yudumda hayatı, geçen her yıl bir şarap gibi yıllanıyoruz. düşüncelerimizin tortusu dibe çöküyor, keskin tatlar yok oluyor. 30 yıllık kaliteli bir şarabın buruk tadından keyif almayacak çok az insan vardır. Peki biz yaşadığımız yılların sonunda keyif alabiliyor muyuz hayattan?
İnsanoğlunun şaraptan tek bir şey öğreneceği varsa o da bu olmalı."
Babasının Yücel beye sürekli sorduğu bu soruyu hepimiz kendime sormalıyız. Yücel beyin hayatı bu sorunun cevabını aramakla geçiyor. Her yudumda bu soruyu soruyor. Her yutkunduğunda keyif alıyor.
Peki ya siz?
#heryudumdakeyif